Xeikon standında Xeikon LX3000, Xeikon TX500, Xeikon PX3300HD Inkjet (1200×1200 dpi) dijital baskı makineleri ve Ecotoner teknolojisi, Copilot entegrasyonu gibi yenilikler öne çıkarıldı.
Innvestio Türkiye, Labelexpo’da Xeikon ve Etirama gibi Türkiye’de temsil ettiği firmaların ürünlerini tanıttı. Xeikon standında Innvestio Türkiye Ülke Satış Lideri Hakan Şahin sorularımızı yanıtladı.
- Labelexpo’nun bu yıl Barcelona’ya taşınmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Fuara bu yıl farklı bir ülkede katılmak başlangıçta bizde hem bir heyecan hem de bazı tereddütler yarattı. Brüksel’i yıllardır biliyorduk. Gerek ulaşım ve konaklama gerek fuar alanı konusunda artık tecrübeliydik. Barcelona’ya taşınma kararı ilk açıklandığında aklımda, “Acaba ulaşım yeterince kolay olacak mı, organizasyon Brüksel seviyesinde düzenli olabilir mi?” gibi soru işaretleri vardı.
Ancak fuar deneyimi başladığında gördüm ki şehrin ulaşım altyapısı gayet güçlü, hiçbir ziyaretçiden bu anlamda olumsuz bir geri dönüş duymadım. Ben de bizzat herhangi bir sıkıntı yaşamadım. Organizasyon tarafında da genel hatlarıyla gayet düzenli ve profesyonel bir yapı vardı. Dolayısıyla baştaki endişelerim fuar sürecinde tamamen yerini olumlu bir izlenime bıraktı. Barcelona, Labelexpo için gerçekten başarılı bir ev sahibi oldu.
- Bu yılki Labelexpo katılımınızda temsil ettiğiniz firmaların stantlarında neler tanıtıldı, nasıl tepkiler aldınız?
Innvestio olarak Xeikon’un standında, Türkiye, Yunanistan ve Balkanlar coğrafyasından sorumlu olarak yer aldık. Toplam 763 m² büyüklüğündeki standımız, fuarın en büyük birkaç standından biriydi. Ziyaretçiler açısından hem görsellik hem de teknik demo imkânları açısından son derece güçlü bir deneyim sundu.
Stantta öne çıkardığımız makineler arasında:
Xeikon LX3000: Toner tabanlı, yüksek hız ve verimlilik odaklı yeni nesil makine. Beş renkli yapı, geniş medya uyumluluğu ve düşük enerji tüketimiyle ziyaretçilerden yoğun ilgi gördü. Fuar sırasında bu makinemizin satışını da gerçekleştirdik. Önümüzdeki birkaç ay içinde Türkiye’ye teslim edilerek üretime başlayacak olması bizim için büyük bir gurur kaynağı.
Xeikon TX500: Daha büyük ebatlara ve yüksek hacimli üretimlere uygun tonerli sistem. Özellikle ambalaj tarafında güçlü bir alternatif sundu.
Xeikon PX3300HD Inkjet (1200×1200 dpi): Yeni nesil, yüksek çözünürlüklü inkjet baskı makinesi. 1200×1200 dpi kalitesi sayesinde son derece keskin ve detaylı baskılar üretiyor. Hız ve kaliteyi aynı anda sunabilmesiyle dikkat çekti. Ayrıca esnek ambalaj, etiket ve yüksek hacimli tirajlara uygun yapısıyla sektörde ciddi bir merak uyandırdı.
Ecotoner teknolojisi
Bu makinelerin en önemli yeniliklerinden biri de Ecotoner teknolojisi. Daha düşük enerji tüketimi, minimum fire ve geri dönüştürülebilir yapısıyla hem çevre dostu hem de maliyet avantajı sağlıyor. Özellikle gıda güvenliği standartlarına uygun, kokusuz baskı özelliği sayesinde ambalaj tarafında yeni fırsatlar sunuyor.
Bir diğer dikkat çekici özellik ise CoPilot entegrasyonu. CoPilot, operatörlere gerçek zamanlı destek sağlayarak iş akışlarını optimize ediyor, makine ayarlarını kolaylaştırıyor ve olası hataları önceden tespit ediyor. Bu da hem verimliliği artırıyor hem de işletmelere ciddi bir zaman ve maliyet tasarrufu sağlıyor.
- Diğer markalarınızdan da bahseder misiniz?
Xeikon dışında, geçtiğimiz aylarda ESD Teknoloji Buluşmaları gecesinde Türkiye pazarına duyurduğumuz Etirama flekso makineleri de büyük bir ilgi gördü. Etirama, fuara katılımını son dakikada iptal etmesine rağmen, temsilcileri fuarda hazır bulundu. Bizim standımızda ve görüşmelerimizde Etirama çözümlerine yoğun ilgi oldu. Özellikle uygun maliyetli, güvenilir ve esnek çözümler arayan baskı tesisleri açısından Etirama önemli bir alternatif olarak öne çıkıyor.
Vize problemi Türk ziyaretçi sayısını etkiledi
- Ziyaretçi profili ve Türk katılımı hakkında gözlemleriniz nelerdir?
Bu yıl ziyaretçi profilinin oldukça organize bir yapıda olduğunu gözlemledik. Özellikle dernekler ve ticaret odalarının organize ettiği toplu ziyaretçi grupları dikkat çekti. Bu da hem fuar deneyimini verimli kıldı hem de uluslararası network’ü güçlendirdi.
Bununla birlikte, ne yazık ki vize problemlerinden dolayı fuara katılamayan çok sayıda sektör profesyonelinin olduğunu biliyoruz. Bu durum Türkiye’den katılımın potansiyelin biraz altında kalmasına neden oldu. Ancak gelen ziyaretçilerin büyük kısmı yatırım planı yapan orta ve büyük ölçekli işletmelerden oluşuyordu. Onların ilgi alanları daha çok dijitalleşme, otomasyon, maliyet verimliliği ve sürdürülebilirlik ekseninde şekillendi. Ayrıca giriş seviyesinde uygun maliyetli çözümler arayan KOBİ ölçeğinde firmalar da önemli bir profil oluşturdu.
- Labelexpo’nun ambalajı da kapsayacak şekilde isim değişikliğini nasıl buldunuz?
Bence bu karar sektörün evrimini doğru okuyan, vizyoner bir adım. Etiket ve ambalaj üretimi giderek daha fazla iç içe geçiyor. Özellikle gıda, içecek, kozmetik ve hızlı tüketim ürünlerinde, etiket artık ambalajın ayrılmaz bir parçası haline geldi. Fuarın kapsamının genişletilmesi hem üretici hem de son kullanıcı açısından daha bütünleşik çözümlerin sunulmasını sağlayacak.
Ziyaretçiler açısından da bu değişiklik önemli bir avantaj yaratacak. Ayrı ayrı iki fuar ziyareti planlamaktansa, tek bir fuarda hem etiket hem ambalaj tarafındaki yenilikleri bir arada görebilmek onların zaman ve maliyet açısından daha verimli bir fuar deneyimi yaşamalarını sağlayacaktır.
Bu isim değişikliğinin Labelexpo’yu daha da güçlü kılacağına ve sektörün geleceğine yön veren bir buluşma noktası haline getireceğine inanıyoruz.
- Genel değerlendirmeniz ve gelecek vizyonunuz nedir?
Genel olarak, bizim için yoğun ama son derece verimli bir fuar oldu. Yeni makinelerimizin tanıtımı, bir satışın gerçekleşmesi, potansiyel projelerin görüşülmesi ve ziyaretçilerden aldığımız geri bildirimlerle oldukça başarılı bir süreç yaşadık.
Innvestio olarak biz de bu süreçte önemli yatırımlar yapıyoruz. Önümüzdeki yıllarda gerek Xeikon’un dijital çözümleri gerek Etirama flekso makineleri gerek temsil ettiğimiz diğer markalarımızla pazarda çok daha büyük bir paya sahip olacağımıza inanıyoruz. Amacımız, sadece makineler satmak değil; müşterilerimizi teknolojik dönüşüme hazırlamak, sürdürülebilir ve verimli üretim için en doğru çözümleri sunmak.
Sektörün konjonktüründe şu anda üç temel kavramın öne çıktığını gördük: dijitalleşme, otomasyon ve sürdürülebilirlik. Biz de temsil ettiğimiz markalar ve yaptığımız yatırımlarla bu dönüşümün merkezinde olmaya kararlıyız.