Smithers Pira tarafından yapılan “The Future of Packaging: Long-Term Forecasts to 2028” başlıklı araştırmaya göre, 2018 ve 2028 arasında küresel ambalaj pazarı yılda yaklaşık %3 oranında büyüme ile 1.2 trilyon doların üzerine çıkacak.
Küresel ambalaj pazarı, 2013’ten 2018’e kadar %6,8 oranında büyüdü. Bu büyümenin çoğu daha az gelişmiş pazarlardan geldi, çünkü daha fazla tüketici kentsel bölgelere taşınıyor ve ardından batılılaşmış yaşam tarzlarını benimsiyor. Bu, dünya çapında e-ticaret endüstrisi tarafından hızlandırılmış olan paketlenmiş ürünlere olan talebi arttırdı.
Birçok itici güç, küresel ambalaj endüstrisi üzerinde önemli bir etkiye sahip. İşte gelecek on yılda öne çıkacak dört ana eğilim:
1 Ekonomik ve demografik büyüme
Bunları da görmek isteyeblirsiniz
Küresel ekonomideki genel genişlemenin, gelişmekte olan tüketici pazarlarındaki büyümenin artmasıyla önümüzdeki on yıl da devam etmesi bekleniyor. Brexit’in etkisinden kısa vadeli kesinti ve ABD ile Çin arasındaki tarife savaşlarının artması ihtimali var. Ancak genel olarak gelirlerin artması, bunun ambalajlı mallar için tüketici harcamalarını da arttırması bekleniyor.
Küresel nüfus artacak ve özellikle Çin ve Hindistan gibi gelişmekte olan kilit pazarlarda, kentleşme oranı artmaya devam edecek. Kentleşme tüketici gelirlerini arttıracak, modern perakende kanallarına erişim kolaylaşacak ve orta sınıfın küresel markalar ve alışveriş alışkanlıklarıyla ilişki kurma arzusu güçlenecek.
Yükselen yaşam beklentisi – özellikle Japonya gibi kilit gelişmiş pazarlarda – nüfusun yaşlanmasına yol açacak, sağlık ve eczacılık ürünlerine olan talebi artıracak. Eş zamanlı olarak yaşlıların ihtiyaçlarına göre uyarlanmış kolay açma çözümlerine ve ambalaja ihtiyaç duyulacak.
2 Sürdürülebilirlik
Ürünlerin çevresel etkileriyle ilgili endişe, yerleşik bir fenomen, ancak 2017’den beri, özellikle ambalaja odaklı sürdürülebilirliğe ilgi canlanmış bulunuyor. Bu, merkezi hükümet ve belediye düzenlemelerine, tüketici tutumlarına ve ambalaj yoluyla iletilen marka sahibi değerlerine yansıyor.
Avrupa Birliği (AB), dairesel ekonomi ilkelerine doğru yönelimi ile bu alana öncülük etti. Plastik atıklara özel bir odaklanma söz konusu ve yüksek hacimli, tek kullanımlık plastik ambalaj özel inceleme altında. Bunu hedefleyen bir dizi stratejik ilerleme, yerine alternatif malzemeler koymayı, biyo-bazlı plastiklerin geliştirilmesine yatırım yapmayı, geri dönüşümü kolaylaştıracak paketler tasarlamayı ve plastik atıkların geri dönüşümünü ve işlenmesini iyileştirmeyi de içeriyor.
Sürdürülebilirlik tüketiciler için kilit bir faktör haline geldiğinden, markalar ambalaj malzemelerine ve çevreye olan bağlılığını bariz bir şekilde gösterdiklerini ortaya koyan tasarımlara gittikçe daha fazla ilgi duyuyorlar.
Dünyada üretilen gıdaların % 40’a varan kısmı yenmiyor; gıda israfını en aza indirmek politika yapıcılar için bir başka önemli amaç. Bu çağdaş ambalaj teknolojisinin büyük bir etkiye sahip olabileceği bir alan. Örneğin, yüksek bariyerli torbalar ve otoklav işleminden geçirme gibi modern esnek tarzlar, yiyeceklere ekstra raf ömrü ekler ve özellikle soğutmalı bir perakende altyapısının eksik olduğu daha az gelişmiş pazarlarda faydalı olabilir. Nano mühendislik malzemelerinin entegrasyonu da dahil olmak üzere, pek çok Ar-Ge ambalaj bariyer teknolojisini geliştirmeye yöneliyor.
Gıda kayıplarını en aza indirmek, dağıtım zincirlerindeki atıkları azaltmak ve tüketicileri ve perakendecileri paketlenmiş gıdaların güvenliği konusunda güvence altına almak için akıllı paketlemenin daha yaygın kullanılması destekleniyor.
3 Tüketici eğilimleri
İnternet ve akıllı telefonların yayılması sayesinde çevrim içi perakendecilik için küresel pazar hızla büyümeye devam ediyor. Tüketiciler giderek daha fazla çevrim içi ürün satın alıyor. Bu, 2028 yılına kadar artmaya devam edecek ve özellikle oluklu mukavva gibi daha karmaşık dağıtım kanalları üzerinden güvenli bir şekilde nakliyesi yapılabilen ambalaj çözümleri yüksek talep görecek.
Daha fazla insan hareket halindeyken yiyecek, içecek, ilaç gibi ürünler tüketiyor. Bu, esnek plastik sektörünün bir ana yararlanıcısı olduğu kullanışlı ve taşınabilir paketleme çözümlerine olan talebi arttırıyor.
Tek kişilik yaşama geçişe paralel olarak, daha fazla tüketici – özellikle de genç yaş grupları – bakkaliye için daha az miktarlarda, daha sık alışverişe meyilli. Bu, perakende satışta büyümenin yanı sıra daha rahat, daha küçük boyutlu ambalajlı ürünlere olan talebi arttırdı.
Tüketiciler kendi sağlık sorunlarına daha fazla ilgi duyuyorlar ve bu daha sağlıklı yaşam tarzlarının yolunu açıyor. Bu nedenle, reçetesiz ilaçlar ve besin takviyeleri ile birlikte sağlıklı yiyecekler ve içecekler (örneğin, glütensiz, organik / doğal, porsiyon kontrollü) gibi ambalajlı ürünlere olan talep artıyor.
4 Marka sahibi eğilimleri
Hızlı büyüyen tüketim malları endüstrisindeki birçok markanın uluslararasılaşması, şirketler yeni yüksek büyüme gösteren sektörler ve pazarlar aradıkça artmaya devam ediyor. Batılılaştırılmış yaşam tarzlarına artan oranda maruz kalma, önde gelen gelişen ekonomilerde bu süreci 2028’e kadar hızlandıracak.
E-ticaret ve uluslararası ticaretin küreselleşmesi, marka sahipleri arasında sahte mallara karşı koruma ve dağıtımlarının daha iyi izlenmesini sağlayan RFID etiketleri ve akıllı etiketler gibi bileşenlere talebi de teşvik ediyor.
Gıda, içecek, kozmetik gibi son kullanım sektörlerinde birleşme ve satın alma faaliyetlerinde sanayi konsolidasyonunun da devam edeceği öngörülüyor. Daha fazla sayıda marka tek bir sahiplik kontrolüne girdikçe, onların ambalaj stratejilerinin de konsolide olması söz konusu olabilir.
21. Yüzyıl tüketicisi markaya daha az sadık. Bu, tüketiciyi etkileyebilecek özelleştirilmiş veya versiyonlanmış ambalaj ve ambalaj çözümlerine olan ilgiyi tetikliyor. Özel ambalaj baskı altı malzemelerine baskı yapabilen, şimdi ilk kurulumları görülen yüksek verimli dijital (inkjet ve toner) baskı makineleri, bunu mümkün kılıyor. Bu ayrıca, sosyal medyaya bağlantı için bir geçit sağlayan ambalaj ile entegre pazarlama arzusu ile uyumlu.
“The Future of Packaging: Long-Term Strategic Forecasts to 2028” araştırması bu eğilimlere derinlemesine bir bakış sunuyor.
